Hakkımızda - Abant Paşa Pansiyon Bolu
14030 Dereceören/Bolu Merkez/Bolu
info@abantpasapansiyon.com.tr

Hakkımızda

İşletmemiz Abant yolu üzerine kurulmuş olup, abant kavşağına 12 km, abant gölüne ise 8 km mesafededir. Aracınızla sadece 5 dakikalık bir sürede, işletmemizden abant gölünün kenarına ulaşıp, bu eşsiz güzelliğin tadını çıkartabilirsiniz. Dilerseniz tertemiz havayı soluyarak göl kenarında güzel bir yürüyüş yapabilir, dilerseniz göl kenarında ata ya da faytona binerek hem doğal güzelliğin hem de eğlencenin tadını çıkartabilirsiniz. Eğer farklı bir gün geçirmek istiyorsanız, kısa süreli ulaşımlarla Abant bölgesindeki yayla ve köylerde unutulmaz bir gezi yaparak farklı doğal güzellikleri görebilir ve farklı yöresel lezzetleri tadabilirsiniz. İstanbul, Ankara, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir ve Bursa gibi metropol şehirlerin tam ortasında saklı bir cennet köşesi olan Abant Gölü ve Tabiat parkı, bozulmamış doğası, sessizliği ve dinginliği ile ve tabi ki oksijen zenginliği ile şehrin beton yapısından, gürültüsünden ve stresinden, iş temposundan bunalan, kendini ruhen yenilemek isteyen siz doğa dostlarının vazgeçemeyeceği duraklardan bir tanesidir. Abant tabiat parkı ve çevresi, doğa dostları ve koruyucuları yanında çeşitli sanatsal ve spor aktiviteleri ile ilgilenenlerin de sıkça uğradıkları bir yer olma özelliği taşımaktadır. Günümüzde Abant bölgesinde, fotoğrafçılık, resim, dizi-film ve belgesel çekimi, dağcılık, paintball, okçuluk, model uçak, yamaç paraşütü, olta balıkçılığı, trekking (doğa yürüyüşü), oryantiring (yön bulma), mountain bike (dağ bisikleti), Off-Road (arazi araçları rallisi), kano, rafting ve kayak gibi sportif ve sanatsal aktivite imkanları bulunmaktadır. Yurdumuzun cennet köşesi olan dünyaca ünlü Abant bölgesinde bulunan işletmemiz, doğa ile iç içedir. Yeşilin her tonunu görebileceğiniz, bereketli toprağın kokusunu hissedeceğiniz, bin bir çeşit kuş sesleriyle yankılanan çam, meşe, köknar ve kayın ağaçlarıyla çevrili olan işletmemizin hemen yanı başından Abant Gölünün tek tahliye kanalı olan Abant deresi akmaktadır. Derenin akan buz gibi tertemiz suyunu izleyebilir ve suyun şırıltısı ile ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. abant paşa pansiyon farklı doğal güzellikleri, farklı atmosferi ve farklı lezzetleri ile siz değerli misafirlerimizi bekliyor.


Bolu ili sınırları içinde yer alan Abant Gölü, kente yaklaşık 30 km. uzaklıktadır. Abant dağları üzerinde arazi kaymaları ile oluşan bu set gölüne E-5 karayolundan ayrılan 20 km'lik asfalt bir yolla ulaşılır. Abant Gölü Bolu ili sınırları içinde yer alan Abant Gölü, kente yaklaşık 30 km. uzaklıktadır.

Abant Dağları üzerinde arazi kaymaları ile oluşan bu set gölüne E-5 karayolundan ayrılan 20 km'lik asfalt bir yolla ulaşılır. Deniz seviyesinden 1328 metre yüksekte yer alan göl, 1.28 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. En derin yeri 17 metreyi bulan gölün uzunluğu 900 metre civarındadır. Çevresindeki küçük akarsularla beslenen Abant Gölü'nün seviyesi, yeraltı sularının zengin olduğu mart-nisan döneminde 25-30 cm. kadar yükselir. Bu küçük akarsulardan en önemlisi Beşpoyraz deresidir. Abant Gölü sularını kuzeydoğu ucundan boşaltır ve bu su çevredeki ormanlardan gelen sularla birleşerek, Filyos Çayı'nın kollarından biri olan Bolu Suyu'nu oluşturur.

Abant Gölün'nün çevresi çam, göknar ve kayın ağaçları ile çevrilidir. Yabani meyve ağaçları ve çiçekler, çeşitli mantarlar ve gölün yüzeyini kaplayan nilüferler ile oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Abant Gölü havuz yöntemi ile alabalık üretiminde Türkiye'de ilk olmanın özelliğini taşıyor. Burada gözünüze herhangi bir tarihi eser çarpmasa da, Abant Gölü'nün yer aldığı kesimde yapılan araştırmalar şaşırtıcı bir gerçeği ortaya koyuyor: Bölgenin tarihi M.Ö. 5000-3000 yıllarına, Hititler'in ilk dönemine kadar uzanıyor. Daha sonraları, Anadolu'da görülen hemen tüm uygarlıkların yaşam alanına girmiş Abant Gölü ve çevresi. Bölgeye son olarak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra Kafkas göçmenleri gelerek, Anadolu mozayiğindeki yerlerini almışlar. Abant Gölü'nün çevresi yaklaşık 7 km. ortalama adımlarla saatte 5 km. yüründüğünü kabul edersek, bu mesafe yaklaşık 1,5 saatlik bir yürüyüş demektir. Hafta içinde tüm günü masa başında veya bilgisayar karşısında çalışarak geçirenlerin bu süreyi birden büyük katsayı ile çarpmaları gerekiyor. Bu mesafeyi yürümeyi göze alamayanlar ve gölün çevresini dolaşmak isteyenler içinse üç seçenek var. Birincisi, eğer kendi özel araçları ile geldilerse bununla dolaşmak... İkincisi, biraz nostaljik bir seçenek olan faytonlar. Abant girişinde ve otellerin önlerinde bulabileceğiniz bu tarihi taşıtlar yorulmadan, keyifli ve hızlı bir şekilde gezmek isteyenlerce tercih edilebilir. Üçüncüsü ise atlar. Bu seçenek de alışık olmayanlar için gezi sonrası rahatsızlık yaratabileceğinden az sayıda insan tarafından tercih edilmektedir. Eğer Abant'ı yakından tanımak istiyorsanız, yürümek ilk tercihiniz olmalı. Bu sayede diğer seçeneklerle ulaşamayacağınız orman içindeki yürüyüş yollarını da keşfederek daha keyifli dakikalar geçirebilir, kıyısına inip Abant Gölü'nün üzerindeki nilüferleri daha yakından inceleyebilir, çiçeklerin üzerine üşüşen arıları seyrederek bir an olsun buradaki doğal hayatın bir parçası olma ayrıcalığını hissedebilirsiniz. Abant civarındaki yaylalar, göl çevresi ile yetinmeyip daha sıkı bir yürüyüş yapmak isteyenler için iyi bir alternatif. Üstelik bu yürüyüşün sonunda göl manzarasını kuş bakışı seyredebilmek gibi bir ödül de bulunuyor. Abant'da bir haftasonu veya daha uzun süre geçirmek niyetinde olanlar için çadır ile konaklamayı saymazsak üç seçenek bulunuyor: Büyük Abant, Abant Köşkü ve Abant Palace. Abant'taki turizm 1930'larda 12 odalı ahşap bir otelle başlamış. Bu otel daha sonra yıkılıp yerine Turizm Bakanlığı'na bağlı Turban Oteli inşa edilmiş ancak son yıllardaki özelleştirme kapsamı ile özelleştirilerek Büyük Abant ismini almıştır. Yine aynı yıllarda göl kıyısına Özel İdare tarafından devlet büyüklerini konuk etmek amacıyla bir köşk yaptırılmış. 1937 yılında tamamlanan bu köşke önceleri Atatürk Köşkü denmiş; ancak, Atatürk burayı hiç görememiş. Daha sonraki yıllarda da İnönü Köşkü olarak isimlendirilmiş. 1975'ten sonra yıkılıp aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilen köşk, Taksim Otelcilik A.Ş. tarafından satın alındığı 1987'den beri Abant Köşkü adıyla otel olarak hizmet veriyor. Bölgedeki üçüncü otel olan Abant Palace ise 1989'da aynı işletme tarafından hizmete açılmış. Bu güzel doğa köşesinden ayrılmadan önce, gölün girişinde köylülerin kurduğu pazara uğrayıp alışveriş yapmak neredeyse adet haline gelmiş. Kimbilir, belki de buradan alınan doğal ve katıksız gıdalar bir süre daha kendinizi Abant'da hissettirecektir.

BOLU GÖLCÜK sonbahar: gidilebilir kış: ideal değil her mevsim ayrı güzelliğe bürünen aladağlar eteğindeki göllerden biri de gölcük. göknar cinsi çam ormanının ortasında yüzük taşı gibi parıldayan göl, her mevsim bir başka hoş... günübirlik veya hafta sonu şehir atmosferinden çarçabuk kurtulmak, bölgesel yemeklerle damak zevkini yaşamak, tertemiz havada yürüyüş yapıp, görsel güzellikleri doyasıya seyretmek isteyenler bolu gölcük'e kesinlikle uğramalı. yaz aylarında yemyeşil çimenlerin arasında yürüyüş yapmanın zevkini en iyi çıkarabileceğiniz gölcük'te, kışın bembeyaz karlar altında pastoral güzellikler sizi bekliyor. gölcük, günübirlik piknikçilerin yanısıra, şifalı suya sahip termal kaplıcaları ve turistik dinlenme tesisleriyle de ilgi çekiyor.

KONAKLAMA NASIL OLUR ve ABANT PAŞA PANSİYON'da ne yenir ?

Gölcük Kır Gazinosu'nun açık ve kapalı bölümleri ile göl etrafında, yemek ve piknik yapmak olası. kiremitte odun ateşinde, köy tereyağı ile pişirilen alabalıklar, kılçığı alınmış olarak servis ediliyor. kiremitte yapılan et sote ise büyük ilgi görüyor. kiremitte yapılan diğer bir yemek çeşidi ise, "gölcük kebabı". bölgenin mantarlarıyla terayağı terbiye edilmiş etle yapılan kebaba tane karabiber, soğan, yeşil biber, dokates ilave edilerek pişiriliyor. "mantar mantı" sevilen yemekler arasında. kaşarlı, mantar, pastırma karışımıyla hazırlanan "gölcük böreği" bir başka lezzet. "keşni cevizli erişte makarnası", üstüne kurutulmuş yoğurt rendelenmiş, içerisine ceviz ve tereyağı ezilerek lezzetlendiriliyor. alışveriş gölcük'te alışveriş yapacak bir yer yok. çünk çevresinde yoğun yerleşim bulunmuyor. ama bolu'ya kadar gitmişken, en iyi alışverişi bolu içerisinde kurulan köy pazarından yapabilirsiniz. burada lezzetini unuttuğunuz tadlarda her türlü meyveyi ve sebzeyi mevsimine göre burada bulma şansınız var. bundan başka istanbul'dan gidenler için alışveriş yapılacak yerlerin başında koru oteli'nde satılan reçeller ve diğer yöresel ürünler geliyor. bir de otobandan çıktıktan sonra, bolu dağı'na tırmanırken yol boyunca satılan ağaç ürünleri de alınabilecekler arasında...